JBL LSR4312SP

JBL LSR4312SP

Referans Monitörleri ve Subwoofer” başlıklı yazımda monitör sistemimize subwoofer ekleme kararı almadan önce dikkat etmemiz gereken iki önemli nokta olduğundan bahsetmiştim. Bunlardan birincisi, kullanılan yakın alan monitörlerin frekans üretme aralıklarıydı. Kullandığımız referans monitörler bas sesleri, diğer bir deyişle alt frekansları, yeterince üretebiliyor mu, üretemiyor mu? “Yeterince”, aslında, dinleme seviyemize (volüm yüksekliğine) ve çalıştığımız müzik türüne veya müziğin yapısına bağlı olarak değişiklik gösterebilen göreceli bir ölçü. Göz önünde bulundurulması gereken ikinci noktanın ise oda akustiği ile monitörlerin konumu ve mevcut yapıyı düşünerek bunların üzerinde ne kadar oynama yapabileceğimiz olduğunu söylemiştim. Bu yazıda her iki noktayı da ele aldıktan sonra monitör sistemimize subwoofer eklemeye karar verirsek nelere dikkat etmemiz gerektiğini inceleyeceğiz.

 

Subwoofer… Tek mi Çift mi…?

Subwoofer ekleme kararını aldıktan sonra sormamız gereken ilk soru: “tek mi çift mi?” Tek bir subwoofer mı kullanacağız yoksa her monitörün altında birer tane olmak üzere iki adet mi? Birçok kişi nedenini fazla düşünmeden “tek” diyecektir. Modern konfigürasyonun hemen hemen tamamında tek subwoofer bulunuyor: 2.1 (iki monitör/hoparlör + bir subwoofer), 5.1 (beş monitör/hoparlör + bir subwoofer) gibi… Ben de 2.1 sistemin uygun ve yeterli olduğu görüşündeyim ancak neden tek subwoofer kullanıldığının bilinmesi gerektiğine inanıyorum.

Herhangi bir ses kaynağının yönünü tayin ederken, diğer bir deyişle sesin geldiği yönü belirlerken, duyum sistemimiz iki farklı analiz yapar: Zaman farkı ve seviye farkı. Örnek olarak, ses kaynağı sağ taraftaysa bu kaynaktan yayılan ses dalgaları ilk önce sağ kulağa ardından da belirli bir zaman sonra sol kulağa ulaşır. Bu, zaman farkından dolayı faz farklılıkları oluşur. Diğer yandan, yine örnek olarak sağ taraftaki bir ses kaynağını ele alacak olursak, bu kaynaktan yayılan ses dalgaları sağ kulağa, sol kulağa göre, daha yüksek seviyede ulaşır, bunun sebebi ise kafanın bir bariyer görevi görmesidir. Bu, İngilizcede ‘acoustic shadow’ (akustik gölge) olarak tanımlanır. Yön tayini, 700-850 Hz altındaki frekanslar için zaman farkı (faz farkı), 1400-1700 Hz üzerindeki frekanslar için ise seviye farkı ile yapılır. 700 Hz sınırı kalemle çizilmiş gibi net bir sınır değildir ancak bu frekansın altında seviye farklılıkları ile yön tayini yapmak gittikçe (frekans daha da düştükçe) zorlaşmaktadır. Neden 700-850 Hz diye soracak olursanız, iki kulak arasındaki mesafe 20-25 cm arasındadır; 700 Hz ve 850 Hz’in dalga boylarının yarısı da, sırasıyla, yaklaşık olarak 25 cm ve 20 cm’dir. 700-850 Hz ve 1400-1700 Hz arasında kalan alan ise bu iki yöntemin (faz ve seviye farklılıkları analiz yöntemlerinin) karıştığı “gri alan”dır.

Frekans düştükçe (dolayısıyla dalga boyları arttıkça), iki kulak arasındaki mesafe faz farkını algılayabilmek için yeterli olmamaya başlar. Genelde 80-100 Hz altındaki frekanslar, özellikle kapalı alanlarda, “yönsüz” olarak ya da farklı bir şekilde ifade edecek olursak her yönden geliyormuş (‘omnidirectional’) gibi algılanır. Bu sebeple, teorik olarak, tek bir subwoofer yeterlidir, iki taneye gerek yoktur demek mümkündür. 2.1 sistemlerde, sisteme bağlı olarak, genelde 70-100 Hz arasındaki frekans alanı monoya çevrilerek subwoofer’a gönderilir, diğer (üst) frekanslar da monitörlerden stereo olarak üretilir.

 

Subwoofer İçin Marka Seçimi

Referans monitörü, hoparlör ve subwoofer üreten birçok marka var. Bugün artık hemen hemen her bütçeye göre monitör ve subwoofer bulmak mümkün. Yukarıdaki alt başlığı “Subwoofer İçin Marka Seçimi” diye attım ancak burada size marka veya model tavsiyesinde bulunmayacağım. Tek bir şey önereceğim, eğer mümkünse seçeceğiniz monitörler ve subwoofer aynı marka ve aynı model (aynı seri) olsun. Bunu önermemin en önemli nedeni sistemin basitçe bağlanıp, yine basitçe ve aynı zamanda düzgün bir şekilde ayarlanabilmesidir. Bu, üst düzey teknik bilgiye ve donanıma sahip profesyoneller tarafından kurulan ve bakımı yapılan stüdyolar için fazla önemli olmasa da özellikle başlangıç ve orta seviyelerdeki ev kullanıcıları açısından oldukça büyük önem taşımaktadır.

Burada üzerinde durmamız gereken en önemli konu ‘crossover’ noktası. Sinyali frekans aralıklarına bölüp dağıtan cihaz ya da devrelere ‘crossover’ adı verilir. Pasif crossover sisteminde amplifikatörden gelen yükseltilmiş sinyal alt ve üst (iki yollu) ya da alt, orta, üst (üç yollu) olarak frekans gruplarına bölünür. Aktif crossover sisteminde ise sinyal, ‘line’ (hat) seviyesinde, amplifikatöre girmeden önce frekans gruplarına bölünür. Frekans gruplarının bölündüğü noktalara, ‘crossover frequency point’ (crossover frekans noktası) adı verilir. İki yollu sistemlerde bir, üç yollu sistemlerde iki, dört yollu sistemlerde ise üç crossover noktası bulunur.

Aynı marka ve aynı seri hoparlör ve subwoofer’dan oluşan bir monitör sistemi kullanmanın en büyük avantajı, crossover noktasının fabrika tarafından hem monitörlerin hem de subwoofer’ın üretebilecekleri frekans aralıklarına göre uygun bir şekilde ayarlanmış olması ve yukarıda da belirttiğim gibi kolayca bağlanabilmesidir. Bu sistemlerde, genel olarak, mikser veya ses kartının çıkışından gelen sinyal stereo olarak ilk önce subwoofer’a gelir. Subwoofer üzerinde crossover noktası, diğer bir deyişle bas sesler (alt frekanslar) ile diğer frekansların ayrıldığı nokta, belirlenir. Bu nokta, genelde, 80-100 Hz civarındadır. Örnek olarak 100 Hz’i seçtiğimizi düşünelim. 100 Hz’in altında kalan frekanslar mono olarak subwoofer tarafından üretilir; 100 Hz’in üzerinde kalan aralık ise stereo olarak (genelde Left ve Right olarak iki çıkış halinde) ‘line’ (hat) seviyesinde sinyal olarak üst hoparlörlere taşınır. Bu bağlantı şekli ancak aktif (kendinden amplifikatöre sahip) subwoofer ve hoparlörler için geçerlidir; günümüzde çoğu hoparlör sistemi aktiftir.

 

Kalibrasyon

Büyük stüdyolardaki monitör sistemlerinin kalibrasyonları test cihazları kullanılarak bu konuda uzman kişiler tarafından yapılmaktadır. Ev kullanıcıları için bu cihazlara ulaşmak, ulaşsalar bile bunları kullanmak çok uzak bir ihtimaldir. İdeal ve çok hassas bir yöntem olmamakla beraber monitör sisteminizin kalibrasyonunu basit bir ses şiddeti ölçer cihazla (laptop veya telefon üzerinde çalışan uygulamalar bile olur) yapabilirsiniz.

Subwoofer ve sağ üst monitörü kapatıp sadece sol monitöre ‘pink noise’ sinyali gönderin. Hoparlörün seviyesini ses şiddeti 90 dB SPL olacak şekilde ayarlayın. Daha sonra sol monitörü kapatıp sağ monitöre aynı sinyali gönderin ve bu monitörün de seviyesini (monitörün üzerindeki seviye ayarını kullanarak) 90 dB SPL olacak şekilde ayarlayın. Ölçümleri yaparken ölçüm yaptığınız cihaz sizin normal dinleme konumunda bulunmalı. Daha sonra sağ monitörü kapatıp aynı sinyali bu sefer subwoofer’a gönderin. Subwoofer’ın seviyesini de üst hoparlörlerden 6 dB SPL az (üst hoparlörleri 90 dB SPL’e ayarladığımız için 84 dB SPL) olacak şekilde subwoofer’ın üzerindeki seviye ayarı aracılığı ile ayarlayın. Yukarıda da vurguladığım gibi bu, ideal ve hassas bir yöntem olmasa da monitör sisteminizi gelişigüzel ayarlamaktan veya hiç ayarlamamktan daha etkili bir çözümdür.

İlgili yazılar: “Yakın-Uzak Alan Referans Monitörleri ve Hi-Fi Hoparlörler” – “Referans Monitörleri ve Subwoofer

 

@UfukOnen (Twitter)

Ses ve müzik teknolojileri, müzik prodüksiyonu, ses tasarımı ve benzeri alanlar ile ilgili haberler, düşünceler ve paylaşımlar için beni Twitter’da takip edebilirsiniz: https://twitter.com/UfukOnen

 

Sound_2012_03_MartBu yazı Sound dergisinin Mart 2012 sayısında yayınlanmıştır. © 2012 Ufuk Önen. Bu yazının tüm hakları saklıdır. İzinsiz olarak kullanılamaz, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntı yapılamaz.